kendi başına

Turkish-English Translation

  1. Adverb independently
  2. Adverb single-handedly
  3. on one's own
  4. Adverb of your own accord
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

kendi başına (yapmak
to on one's own hook Verb
kendi başına açtığı derde yanmak
to let someone stew in his own juice Verb
kendi başına başa çıkmak
to do well enough on one's own Verb
kendi başına birşey yapmaya başlamak
to strike out on your own Verb
kendi başına çalışan borsa simsarı
floor broker
kendi başına çalışan girişimci
individual entrepreneur
kendi başına çalışan tüccar
small business man
kendi başına durabilen
freestanding
kendi başına duran paragraflar
loose paragraphs Noun
kendi başına duran satır
line by itself
kendi başına düşünebilmek
to think for yourself Verb
kendi başına gitmek
to pull a lone oar Verb
kendi başına idare etmek
to look after yourself Verb
kendi başına iş gören işadamı
individual proprietor
kendi başına iş gören tüccar
private trader
kendi başına karar almak
to think for yourself Verb
kendi başına mütalaa edildiğinde sahip olduğu anlamla
as such Adverb
kendi başına parti kurmak
to constitute oneself to a party Verb
kendi başına parti kurmak
to constitute oneself a party Verb
kendi başına savaşmak
to fight one's own battle Verb
kendi başına suç teşkil eden fiil
substantive felony
kendi başına var olan dava
separate action
kendi başına yapmak
to be on one's own hookup Verb
kendi başına yaşamak
to live on one's own Verb
kendi başına yaşamak
to live in privacy Verb
kendi başına yaşamaya başlamak
to strike out on your own Verb
kendi başına yeten
self sufficient-
başkasına muhtaç olmadan kendi başına yapabilme
self-help
bir manzaraya kendi başına hâkim olmak
to loom over a a unrivalled Verb
bir servete kendi başına sahip olmak
to have something in one's own right Verb
bir şeye kendi başına malik olmak
to possess something in one's own right Verb
bir şeyi kendi başına halletmek
to play a lone hand on sth Verb
birşeyin çözümünü kendi başına bulmak
to work something out for yourself Verb
davasını mahkemede kendi başına savunmak
to conduct one's own case Verb
ev işlerini kendi başına yapmak
to housekeep for oneself Verb
işi kendi başına yapmak
to plough plow a lonely furrow Verb
kanun önünde kendi başına bir insan gibi muamele görmek
to be treated by law as a person in her his own right Verb
memleket dışında kendi başına iş gören bağlı şirket
foreign subsidiary
yardımsız kendi başına bırakmak
to turn adrift in the world Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database